Çarşamba, Ekim 1, 2025
Ana SayfaGenelDijital Çağda Arkeolojik Miras: Yerel Kültür ve Teknolojinin Birleşimi

Dijital Çağda Arkeolojik Miras: Yerel Kültür ve Teknolojinin Birleşimi

Günümüzde, 3 boyutlu tarama teknolojisindeki hızlı gelişmeler ve maliyetlerin düşmesiyle birlikte, Büyük Zimbabve veya Ürdün’deki Petra gibi önemli arkeolojik alanları evden çıkmadan sanal olarak ziyaret etmek mümkün hale geldi. Sketchfab gibi çevrimiçi 3 boyutlu platformlar, durağan görüntüler ve videolara kıyasla kullanıcılara bir yeri farklı perspektiflerden keşfetme imkanı sunuyor.

Ancak teknoloji hızla ilerlerken, alanda en iyi uygulamaların belirlenmesinde önemli bir gecikme yaşanıyor. Bir grup arkeolog, mimar ve geomatik uzmanından oluşan bir ekip, 3 boyutlu teknoloji kullanılarak kültürel mekânların dijitalleştirilmesi sırasında geçmişin hatalarının tekrarlanıp tekrarlanamayacağını inceledi.

Mevcut 3 boyutlu arkeolojik modellerin en büyük eleştirilerinden biri, insan izlerinden ve tarihten yoksun olmaları. Bilimsel çalışmalarda nesnelliğin peşinde koşulması normal olsa da, 3 boyutlu teknolojinin kullanımıyla birlikte, site sınırları, temizlenecek detaylar ve seçilen ayrıntı düzeyi gibi konularda sübjektif bir filtre devreye giriyor. İnsan kullanımının ve kültürel izlerin dışarıda bırakılması, bu dijital temsilleri durağan ve steril hale getiriyor, bu da korumayı amaçladıkları kültürü farkında olmadan ortadan kaldırıyor. Bu nedenle, yerel bilgi ve bilimsel yöntemlerin birleştirildiği yerli arkeoloji yaklaşımına uyumlu, alternatif bir yaklaşım öneriliyor.

Ga-Mohana Tepesi Örneği: Yaşayan Bir Miras Alanı

Bu yeni yaklaşımı test etmek için Güney Afrika’nın kuzeyindeki yarı kurak bir bölgede, yerel topluluk için derin kültürel ve manevi öneme sahip Ga-Mohana Tepesi seçildi. Bu tepe, iki önemli kaya sığınağına ev sahipliği yapıyor: güneydeki sığınak Geç Taş Devri’nden kalma kaya sanatını ve arkeolojik izleri korurken, kuzeydeki sığınakta 105.000 yıl öncesine ait devekuşu yumurtası kabuğu parçaları, taş aletler ve kalsit kristal yatakları gibi materyaller bulundu.

Günümüzde Ga-Mohana Tepesi, yerel halk için büyük bir kültürel öneme sahip. Bölgede büyümüş bir ekip üyesi olan Sechaba Maape, gençliğinden kalma efsaneleri anlatıyor; bu efsanelerde Noga ya Metsi (Büyük Yılan), kaya sığınaklarında ikamet ediyor ve topluluğu rahatsız eden doğaüstü olaylara karışıyordu. Bu anlatılar, yerin korkutucu bir üne sahip olmasına katkıda bulunsa da, alanlar günümüzde kilise grupları ve toplumun diğer üyeleri tarafından manevi ayinler ve dualar için kullanılıyor. Bu çoklu kullanımlar ve zengin arkeolojik mirası, Ga-Mohana’yı derin anlamı olan ve yaşayan bir miras alanı haline getiriyor.

3 Boyutlu Modellere Yeni Bir Yaklaşım

Araştırma ekibi, Ga-Mohana’nın çoklu kullanımlarını temsil eden etkileşimli bir 3 boyutlu dijital kopyasını oluşturmayı amaçladı. Bu amaçla, alanı sadece arkeolojik ve bilimsel değeriyle temsil etmek yerine, taşıdığı manevi gücü dijital modele aktarmayı hedefledi. Yaklaşımları üç ana unsura odaklandı: mekanın sahip olduğu etki gücü, 3 boyutlu modelin fiziksel alanla ve geçmiş-şimdiki insanlar ve kültürleriyle kurduğu yakınlık ve mekanın çok sesli (multivocal) doğası.

Bu hedeflere ulaşmak için, Ga-Mohana Tepesi ve sığınaklarının 3 boyutlu taraması drone ve el kameralarıyla fotogrametrik görüntüler alınarak yapıldı. Görüntüler, web tabanlı uygulamalar için optimize edilmiş bir 3 boyutlu model üretmek üzere işlendi. Model daha sonra, dönen tabelalar biçiminde özel metinlerle ve görsel unsurlarla zenginleştirildi.

Örneğin, Büyük Yılan sığınak duvarında hareket eden bir gölge olarak temsil edildi. Alanın devam eden dini yönlerini sembolize etmek için 3 boyutlu sığınak versiyonuna mumlar yerleştirildi. Arkeolojiyi temsil etmek için, kazılan eserler 3 boyutlu olarak tarandı ve bulundukları yeri göstermek üzere dijital modele yerleştirildi. Diğer görsel unsurlar arasında ocak, akan tüfler (antik şelaleler), güçlendirilmiş kaya sanatı ve canlandırılmış oymalar yer aldı.

Öğrenilenler ve Önerilen Yaklaşım

Proje, yalnızca atıl bir geometri olan “mekân”ı değil, tüm anlamı ve canlılığıyla bir “yer”in dijitalleştirilmesini önceliklendiren bir yaklaşım sunuyor. Bu yaklaşım, etki gücü, yakınlık ve çok sesliliğe vurgu yapıyor.

Çalışma, 3 boyutlu belgeleme konusunda sadece nesnel bir yaklaşımdan uzaklaşarak, bir yerin halk için anlamlı bir şekilde temsil edilmesine doğru bir kayışın gerektiğini gösteriyor. Bu, kültürel, sosyal ve politik bağlamların tanınmasını ve tasvir edilmesini içerir. Bir sesin diğerlerine tercih edilmesinden kaçınılarak, hakim bakış açılarının yıkılması ve kapsayıcılığın teşvik edilmesi amaçlanıyor.

Çalışma aynı zamanda arkeolojik görselleştirmenin, geçmişe dair algıları yeniden şekillendirmedeki ve mevcut kimliklerin oluşumuna katkıda bulunmadaki önemini vurguluyor.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bizi Takip Edin

4,200BeğenenlerBeğen
10,000TakipçilerTakip Et
296TakipçilerTakip Et
1,400AboneAbone Ol

BÜLTENİMİZE ABONE OLUN

Popüler