Son 10 yılda otomasyon sistemleri otomotiv, bankacılık ve IT sektörlerinde oldukça yaygınlaştı. Şimdi ise bu hızla gelişen sistemler gözünü sağlık alanına dikti. Ancak korkulacak bir şey yok, çünkü otomasyon sistemleri her zaman insanların işten çıkarılması ve robotların etrafta gezmeye başlaması demek değil.
Hemşireler, hastabakıcılar, cerrahlar günümüzde tamamen robotlarla değiştirilebilecek meslek grupları değil. O yüzden otomasyon sistemleri bu grupları etkilemiyor. Ancak sağlıkta otomasyon sistemlerinin gelişmesi sayesinde hastaların elektronik kayıtlarının tutulması kolaylaşabilir, hastaların kayıt sürecini hızlandırabilir ve daha önemli işlerle uğraşması gereken doktorların üzerindeki yükü azaltabilir.
Günümüzde hastanelerde hala insan hatasından kaynaklanan bir çok sorun yaşanıyor.
- Lojistik ve malzeme optimizasyonu eksikliğinden kaynaklanan para kaybı
- Özellikle köklü hastanelerde hasta sayısının fazlalığından dolayı düzenlenmesi imkansız hale gelen hasta kayıt dosyaları
- Günümüzde yaşanan pandemi sebebiyle virüs dışındaki sebeplerden dolayı hastaneye düzenli olarak gelmek zorunda olan hastalara sunulan imkanların azalması
- Her geçen gün hemşire başına düşen hasta miktarının artması
- Düzensizlik, karışıklık ve yorucu tempo sonucu doktorların daha sık ve ciddi hatalar yapması
- Hastaların işini zorlaştıran ve uzatan gereksiz kayıt prosedürleri
- Doktorlar ve diğer sağlık çalışanlarını kötü etkileyen ağır ve yorucu çalışma koşulları
Peki otomasyon sistemleri bu sorunlar için nasıl çözüm önerileri sunabilir?
Otomasyon sistemleri ilaç ve tıbbi malzeme envanterini düzenli olarak denetleyerek envanterdeki ürünlerin son kullanma tarihinin geçmesini veya unutularak aynı üründen bir tane daha alınmasını engelleyebilir. Algoritmalar sayesinde her ürünün ne kadar kullanıldığını, ne zaman biteceğini ve sipariş edilmesi gerektiğini tespit eden otomasyon sistemleri envanterleri aynı anda maksimum kar ve maksimum hizmet politikasıyla yönetebilir.
Elektronik Kayıt Sistemleri gücünü yapay zeka ve otomasyon teknolojisinden alıyor. Bu sistemler sayesinde dağ haline gelmiş dosya yığınları, saatler süren kayıt oluşturma ve dosyaların bulunmasını bekleme gibi hastayı yoran süreçler ortadan kalkacak.
2020 yılının başında etkisini gösteren ve hale çözemediğimiz COVID -19 salgını yüzünden doktorların ve hemşirelerin çoğu her gün enfekte olan binlerce hastayla uğraşmak zorunda kaldı. Koronavirüs hastanelerinde görevli olmayan doktorlar karantina nedeniyle astım, mevsim gribi, tansiyon, şeker, kanser gibi koronavirüs dışında sorunlardan hastaneye gelmek zorunda olan hastalarını tam odakla tedavi edemediler. Ayrıca virüs bulaşma korkusu nedeniyle bu tür insanların kliniklere gitmesi ve sağlık uzmanlarından yardım alması tehlikeliydi. Otomasyon sistemleri, web ve mobil sağlık uygulamaları, hastaları ve doktorları çevrimiçi olarak evlerinin güvenli ortamından bağlayan platformlar sunmak için kullanılabilir. Dahası, giyilebilir cihazlar ve akıllı telefonlar bireyin sağlığını izlemeye yardımcı olur. Bu şekilde düzenli kontrol gerektiren veya koronavirüs dışında semptomlardan şikayet eden hastaların uzaktan teşhisi ve kontrolü sağlanabilir.
Doğum oranlarının artmasıyla hasta sayısı da artıyor ancak mevcut hemşire ve doktor sayısı bazı ülkelerde ve illerde hasta sayısını karşılamakta zorlanıyor. Otomasyon sistemleri yapay zeka aracılığıyla teşhis konmasını kolaylaştırabilir, kimi şikayetlerine rağmen ilaç almasına gerek olmayan hastaları evlerinde yönlendirebilir. Böylece hemşireler ve doktorlar hastanede bulunması gereken daha ciddi vakalara öncelik verebilecek hale gelir. Syneos Health Communication tarafından yapılan bir araştırma hastaların %64’ünün sanal hemşire desteğiyle de rahat hissedeceğini gösteriyor.
Dr. Marilyn Sue Bogner’ın sağlık sektöründeki hatalar ve bunların nedenleri hakkında yaptığı bir araştırma doktorların dağ gibi yığılan hasta verileri sonucu yaşadıkları stres ve bunalımın ciddi hatalara yol açabileceğini, ayrıca Texas’ta yapılan bir çalışma tıp alanında otomasyon desteği alınmasının insan hatasına bağlı hasta ölümlerini azaltacağını göstermiş.
California Üniversitesi, San Francisco’da yaptığı bir uygulamada hastaya yemek ve ilaç taşınması, tek kullanımlık yemek kaplarının atılması ve diğer tıbbi atıkların bertaraf edilmesi sürecini bir TUG Robot filosuna emanet etti. Bu robotlar hemşirelerin elinden zaman kaybettiren işlemleri alarak daha ciddi görevlere odaklanabilmelerini sağladı.
Burada sayılan çözümlerin dışında bir çok başka soruna daha çözüm bulabilecek otomasyon sistemlerine geçiş elbette bir günde gerçekleşebilecek bir işlem değil. Hastane yönetimlerinin çalışanlarını düşünerek hareket etmesi gerekiyor. Otomasyon sistemleri yatırıma ihtiyaç duyan ancak yapılan yatırımın karşılığını çok kısa sürede veren sistemler. Şirketlerin, hastanelerin, fabrikaların optimizasyonunu maksimuma çıkaran, insan hatasını minimuma indiren, insan canını ön plana alan ve kazancı artıran bu sistemlere geçiş bir an önce teşvik edilmeli. Özellikle sağlık alanında insan hatasını ortadan kaldıracak ve bekleme sürelerini çok kısaltacak bu sistemler bir çok ülkede büyük yararlar sağlayacaktır.