Dünyamız milyonlarca yıl süren oluşumu sırasında bazen meteor çarpmalarıyla, bazen volkanik hareketlerle yüzeye yakın metallerle doldu. İnsanlık bu metalleri keşfettiği andan itibaren hızla gelişmeye başladı. Bronz, gümüş, altın, demir, kobalt, bakır gibi yaygın madenler elektrik devrelerinden telefonlara kadar hayatımızın her noktasında yer alıyor. Ancak her kaynakta olduğu gibi madenlerde de bir tükenme sıkıntısı söz konusu hatta uzak bir gelecekte de değil. Dünyadaki ağır metal rezervlerini önümüzdeki yüzyılda bile tükenebilir. Yüzeye yakın olan madenlerin yok olması demek daha aşağıda yer alan madenleri bulabilmek için daha çok para ve kaynak harcamak demek oluyor.
Asteroitler bu ağır metalleri bol miktarda içinde barındırıyor, hatta dünyanın sahip olduğu bazı metallerin asteroitler tarafından dünyaya ulaştırıldığı düşünülüyor. Ayrıca madencilik faaliyetleri sonucunda asteroitlerden hidrojen ve oksijen de elde edilebilir. Bu maddeler de gelişmiş uzay araçlarında geri dönüş yakıtı olarak kullanılabilir. Dünyadan uzaya geri dönüş için yakıt taşımak zorunda kalmayan uzay araçları daha fazla boş alana sahip olarak dünyaya daha çok materyal getirebilir.
Asteroit madenciliği artık günümüzde sadece bir fikir değil. Ünlü film yapımcısı James Cameron ve Google yöneticisi Larry Page’in asteroit madenciliğiyle ilgili bir girişimde bulunacakları biliniyor.
Asteroit kuşaklarına yolculuk gerek kozmik radyasyonlar gerekse yüksek çarpışma riski sebebiyle insan yolculuğu için çok tehlikeli. Bu yüzden uzay madenciliği yapacak araçların yüksek donanımlı bir yapay zekaya sahip olmaları şart.