Venüs, Dünya’ya benzer bazı özellikleriyle insanların ilgisini çeken bir gezegen. Bir yılı 225 gün süren gezegende 1 gün 116 gün sürüyor. Dünya’dan yaklaşık 50 milyon kilometrekare küçük olan Venüs, yeni buluntulara göre yaşama ev sahipliği yapabilir.
Bu iddianın sebebi ise atmosferde bulunan fosfin gazı. 1 fosfor ve 3 adet hidrojen atomundan oluşan bu gaz, anaerobik bakterilerin sindirim ürünü olarak salınabilen insanlar için oldukça zehirli bir gaz. Gazın atmosferde yoğunluğu ise milyarda 20.
İngiltere Cardiff Üniversitesi‘nden Jane Greeves ve ekibi Güneş Sistemi’nde fosfin gazının izini sürerken Venüs atmosferinde amaçlarına ulaştılar. Önce Hawaii’deki James Clerk Maxwell Teleskopu tarafından tespit edilen gaz sonradan Şili’deki Büyük Milimetre Teleskopu ile doğrulandı. Keşfin ardından bilim insanları gazın kökenini araştırmaya başladılar. Gök taşları, gezegen fırtınalarında oluşan yıldırımlar, kimyasal tepkimeler değerlendirildi. Gazın biyolojik bir tepkime sonucu oluşmadığı ihtimali de göz önüne alındı. Tüm çalışmalar sonucu, şu anlık işaretler bir anaerobik bakteri türünü işaret ediyor. Bilim değişmeye açık olduğundan bu bulgu bilim insanları tarafından yalanlanabilir.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) moleküler astrofizikçi ve yazar Clara Sousa-Silva durumu şu ifadelerle açıkladı.
“Şu anda Venüs hakkında bildiklerimizden yola çıkarsak fosfinin en makul açıklaması kulağa fantastik gelse de, hayattır. Bu durum oldukça önemli, çünkü eğer fosfin varsa hayat vardır ve evrende yalnız olmadığımız anlamına gelir. Aynı zamanda, yaşamın uzayda çok yaygın olması ve galaksimizde başka birçok yerleşik gezegen olması gerekir”
İngiltere Kraliyet Astronomi Cemiyeti Başkanı Prof. Emma Bunce da ekibi çalışmalarından dolayı tebrik etti.
Atmosferi çoğunlukla bulutlarla kaplı olan Venüs daha önceki araştırmalarda da Dünya’ya benzer basınç değerleri ve boyutları sebebiyle araştırmacıların dikkatini çekmiş, yüzeyinde okyanus yataklarına rastlanmıştı. Bu okyanuslar çok uzun zaman önce buharlaşmış olsa da canlılığın işareti olarak görülmüştü. Güneş’e yakınlık bakımından 2. sırada olmasına rağmen sistemin en sıcak gezegeni olan Venüs’ün Merkür’den bile daha sıcak olmasının sebebi ise gelen Güneş ışınlarının geri yansımasının atmosfer tarafından engellenmesi.
Şimdi gezegenin havasının çok büyük kısmı karbondioksit ve zehirli gazlardan oluşuyor. İnsan kadar gelişmiş bir organizmayla bu ortamda karşılaşmamız pek olası gözükmese de “uzaylı” bakteriler ya da şu ana kadarki sınıflandırmalara uymayan bir canlı türü bulmamız mümkün.
Şimdi ise Rusya ile ABD, Venera-D adlı uzay aracını ortak bir uzay göreviyle Venüs’e göndermenin yollarını arıyor. Bu araçla hem atmosferde hem de yerde canlılık izleri aranacak. Gezegenin sıcaklığı 471 santigrat dereceye kadar yükselebiliyor, bu herhangi bir uzay görevi için oldukça zor bir sıcaklık.