İş dünyası liderleri için temel amaç her zaman daha hızlı ve daha iyi çalışmanın yollarını bulmak, aynı zamanda çalışanları güvende tutmak ve zihinsel yüklerini yönetmektir. İster bir depo ister bir teslimat rotası olsun, asıl sınav dijital planların gerçek dünyada nasıl işlediğidir.
Amazon, iş deneyimini mümkün olduğunca güvenli ve kolay hale getirmek ve işi daha akıllı ve ödüllendirici kılmak için sürekli yeni ve yaratıcı yollar bulmak istediğini belirtiyor. Yöneticiler için anlaşılması gereken önemli nokta, şirketin teknolojiyi çalışanların yerine geçmek için değil, onları desteklemek için kullandığıdır. Teknoloji, işi fiziksel ve zihinsel olarak daha az yorucu hale getirmenin bir yolu olarak görülüyor.
Amazon, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve yapay zekâ kullanarak iki kilit alandaki sorunları çözmeye odaklanıyor: depodaki tekrarlanan fiziksel görevler ve paket teslimatının riskli, değişken işi.
Teslimat sürücüleri navigasyon, paket taşıma ve güvende kalma gibi birçok zorlukla başa çıkmak zorundadır. Amazon, bu sorunu çözmek için çalışanlarına yönelik giyilebilir bir teknoloji olan ve eller serbest bir deneyim yaratmayı amaçlayan akıllı gözlükler kullanıyor. Bu özel amaçlı gözlükler, yapay zekâ ve bilgisayarlı görü kullanarak önemli bilgileri doğrudan sürücünün görüş alanına yansıtıyor. Bu, paketleri taramaya, teslimatları onaylamaya ve yol tarifi vermeye yardımcı olarak hem hızı hem de güvenliği artırıyor.
Nebraska, Omaha’da teknolojiyi test eden bir teslimat ortağı olan Kaleb M., “Gözlükler bilgiyi doğrudan görüş alanımda tuttuğu için kendimi daha güvende hissettim” diyor. “Telefona bakmak yerine gözlerinizi ileride tutabiliyorsunuz ve her zaman önünüzde olana odaklanıyorsunuz.” Gelecek planları arasında, sürücüyü yanlış adreste olduğu konusunda uyarmak veya kötü aydınlatma ya da evcil hayvanlar gibi tehlikeleri belirtmek de var.
Depo içinde Amazon, zorlu fiziksel görevlerde iş gücüne yardımcı olmak için “Blue Jay” adlı yeni bir robotik IoT sistemi kullanıyor. Bu yeni nesil robotik sistem, daha önce üç ayrı robot istasyonunu tek bir akıcı çalışma alanında birleştirerek ürünleri seçebiliyor, depolayabiliyor ve organize edebiliyor. Doğrudan faydası, daha az alanda daha yüksek hız sağlaması ve bu da daha hızlı teslimat anlamına geliyor. Çalışanlar için ise rahat bir pozisyonda çalışmalarını sağlayarak tekrarlayan uzanma ve kaldırma hareketlerini azaltıyor. Güney Carolina’daki test lokasyonunda Blue Jay, halihazırda tüm ürün türlerinin yaklaşık yüzde 75’ini işleyebiliyor.
Bir diğer önemli proje ise “Project Eluna”. Bu, sadece çalışanlara değil, operasyon yöneticilerine yardımcı olmak için tasarlanmış bir yapay zekâ sistemi. Yöneticilerin düzinelerce gösterge panelini izleyerek bunalmaları ve hızlı kararlar almak zorunda kalmaları sorununu ele alıyor. Eluna, ekstra bir ekip arkadaşı gibi davranarak, geçmiş ve mevcut verileri kullanarak sorunları tahmin ediyor ve “Bir sorunu önlemek için insanları nereye kaydırmalıyız?” gibi basit sorulara veri destekli öneriler sunuyor. Amaç, operasyon liderleri için “yangın söndürmek” yerine ileriyi planlamaya daha fazla odaklanmaktır.
Amazon’un bu IoT ve yapay zekâ sistemlerini nasıl oluşturduğu ve kullandığı da teknolojinin kendisi kadar önemli. Endüstriyel robotların en büyük zorluklarından biri geliştirilmelerinin uzun sürmesidir. Amazon mühendisleri, yapay zekâ ve dijital ikizleri kullanarak Blue Jay’in geliştirme sürecini normalde üç yıldan bir yılın biraz üzerine indirdi. Gerçek dünyayı dijital olarak kopyalamanın bu gelişmiş yolunu kullanan Amazon, bu yaklaşımın ekiplerin sanal ortamda testler yaparak yıllar sürecek fiziksel testleri aylara indirmesine nasıl yardımcı olabileceğini gösteriyor.
Ayrıca, teknoloji tek başına yaratılmadı. Akıllı gözlükler için yüzlerce sürücü erken sürümleri test etti ve önemli geri bildirimlerde bulundu. Bu ekip çalışması, gözlüğün gün boyu ne kadar rahat takılabileceğinden ekranın netliğine kadar her şeyi şekillendirdi. Gerçek dünya kullanımına odaklanmak, insanların teknolojiyi kabul etmesi ve yatırımın geri dönüşünü görmesi için büyük önem taşıyor.
Bu yaklaşım, teknolojinin yeni beceriler öğrenmeyi gerektirdiğinin net bir şekilde anlaşılmasıyla da destekleniyor. Amazon, eğitim programları ve yapay zekâya özel eğitimler aracılığıyla çalışanların yapay zekâ destekli araçlarla çalışırken kendilerini iyi hissetmeleri için eğitime yatırım yapıyor. Eluna gibi yapay zekâ sistemlerinin tanıtılması, güçlü ve büyük ölçekli veri sistemlerine sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor.
Amazon’un bu yaklaşımı, güçlü yapay zekâ ve IoT teknolojilerini fiziksel operasyonlara yardımcı olmak için iş gücüne nasıl ekleyeceklerine dair bir rehber sunuyor.
Amazon Robotics Baş Teknoloji Sorumlusu Tye Brady’nin dediği gibi: “Gerçek manşet robotlarla ilgili değil… insanlarla ve birlikte inşa ettiğimiz işin geleceğiyle ilgili.”
Bu yaklaşımdan çıkarılacak bazı temel dersler şunlardır:
Sadece otomasyona değil, insanlara yardım etmeye odaklanın: En büyük anlık fayda, çalışanları daha güvenli, daha akıllı ve daha az stresli hale getiren araçlarda olabilir. Akıllı gözlükler ve Project Eluna, zihinsel stresi ve fiziksel riski azaltan teknolojilere iyi örneklerdir.
İlerlemeyi hızlandırmak için dijital ikizleri kullanın: Blue Jay vaka çalışması, yapay zekâ ve gerçek dünya verileriyle desteklenen sanal testlerin, karmaşık fiziksel IoT sistemlerinin geliştirme süresini büyük ölçüde azalttığını kanıtlıyor.
Yapay zekâ için hazırlanın: Project Eluna, basit raporlardan sohbet yoluyla tavsiye veren yapay zekâ yardımcılarına geçişi gösteriyor. CIO’lar ve CDAO’lar, veri sistemlerinin sadece sorunları raporlayan değil, aynı zamanda onları tahmin eden ve çözümler öneren sistemleri destekleyip destekleyemeyeceğini değerlendirmelidir.
Çalışanlarla birlikte çalışın: Akıllı gözlük denemesinin başarısı kullanıcı girdisine bağlıdır. Herhangi bir teknoloji lansmanında, özellikle giyilebilir cihazlar veya yapay zekâ araçları söz konusu olduğunda, onu kullanacak kişilerden erken ve sürekli girdi almak kabul görmesi için çok önemlidir.
Amazon’un yapay zekâ ve IoT’yi kullanırken sergilediği bu insan odaklı yaklaşım, sadece işleri kolaylaştırmakla ilgili değil; aynı zamanda iş gücünüzün daha güçlü, daha üretken ve daha katılımcı olmasına yardımcı olmanın kilit bir yoludur.
