FTTH Council Europe Genel Direktörü Vincent Garnier’e göre, Kuzey Avrupa %98’e varan internet penetrasyonu ile küresel bağlantıda lider konumda. Ancak bu etkileyici başarı, kırsal ve yetersiz hizmet alan bölgelerdeki “cep”leri, yani bağlantı boşluklarını gizlememeli. Garnier, Avrupa’nın uzun vadeli rekabetçiliği ve sosyal kapsayıcılığı için eve kadar fiber (FTTH) altyapısının yaygınlaşmasının artık bir tercih değil, acil bir zorunluluk olduğunu vurguluyor.
Bağlantı açığını kapatmanın anahtarı FTTH’de yatıyor. Bakır veya kablosuz alternatiflerin aksine, FTTH neredeyse sınırsız kapasite, simetrik bant genişliği (hem indirme hem yükleme hızlarının eşit olması) ve minimum gecikme süresi sunuyor. Bu özellikler, onu ağ merkezinden uzaklığa bakılmaksızın tutarlı gigabit seviyesinde performans sunabilen benzersiz bir teknoloji haline getiriyor. Kırsal alanlarda yüksek mühendislik maliyetleri ve düşük nüfus yoğunluğu tarihsel olarak fiber dağıtımını zorlaştırmış olsa da, Gigabit Altyapı Yasası (GIA) gibi yeni düzenlemeler ve kamu-özel sektör ortaklıkları bu engelleri aşmayı ve maliyetleri düşürmeyi hedefliyor.
FTTH’nin önemi, sadece evlere hızlı internet götürmekle sınırlı değil; aynı zamanda patlayan veri talebini yönetmek için de kritik. Video akışı, telekonferanslar ve bulut tabanlı hizmetler bant genişliği talebini sürekli artırırken, sağlık, finans ve enerji gibi kritik sektörler gerçek zamanlı veri iletimine giderek daha fazla bağımlı hale geliyor. FTTH altyapısı, XGS-PON (10 Gigabit Simetrik Pasif Optik Ağ) gibi ölçeklenebilir yeni nesil optik teknolojilerle bu yoğun talebi karşılayabiliyor. Ayrıca, fiberin sinyal müdahalesine veya gizlice dinlenmeye karşı bakırdan çok daha dayanıklı olması, onu siber güvenlik açısından da hassas veriler için güvenli bir temel haline getiriyor.
Aynı zamanda, Nesnelerin İnterneti (IoT) devriminin de temelini fiber oluşturuyor. Akıllı fabrikalardaki sensörlerden veya akıllı şehir sistemlerinden (akıllı ulaşım, enerji vb.) gelen sürekli ve yoğun yukarı yönlü veri akışı, ancak fiberin sunduğu simetrik ve güvenli altyapı ile verimli bir şekilde yönetilebilir.
Yaygın bir yanılgının aksine, FTTH ve 5G rakip değil, birbirini derinden tamamlayan teknolojilerdir. Aslında, 5G baz istasyonlarının vaat ettiği ultra düşük gecikme süresi ve yüksek kapasite, ancak bu istasyonları birbirine bağlayan fiber “omurga” (backbone) altyapısıyla mümkün olabilir. Bu hibrit model, endüstriyel otomasyondan bağlantılı araçlara kadar Avrupa’nın teknolojik hedeflerinin merkezinde yer alıyor.
Bu geleceğe ulaşmak için, eski bakır ağlardan devam eden geçişin hızlandırılması gerekiyor. Bakır şebekenin kapatılması (copper switch-off), hem operasyonel maliyetleri (enerji tüketimi dâhil) düşürmek hem de kaynakları yeni fiber yatırımlarına yönlendirmek için kritik bir adım olarak görülüyor.
Avrupa’nın evrensel gigabit kapsama hedefine ulaşması için, özellikle kırsal bölgelerdeki yatırım açıklarının kapatılması şart. GIA gibi politikalar dağıtımı basitleştirirken, uzun vadeli altyapı yatırımlarını destekleyen istikrarlı bir düzenleyici ortamın sağlanması gerekiyor. FTTH Konseyi’nin mesajı net: Avrupa’nın dijital egemenliği ve akıllı geleceği, her vatandaşa, işletmeye ve topluluğa ulaşan güvenilir, yüksek kapasiteli fiber ağlara bağlıdır. Bu, sadece dijital uçurumu kapatmakla kalmayıp, Avrupa’nın inovasyon ve dijital dönüşümde küresel bir lider olarak konumunu güçlendirmesinin de anahtarıdır.
