Qualcomm, Google, BMW ve Mercedes-Benz gibi dev şirketlerle yaptığı bir dizi anlaşmayla bağlantılı otomobil teknolojilerindeki ilerlemesini hızlandırıyor. Bu iş birlikleri, yapay zekâ destekli kokpitlerden otonom sürüş sistemlerine kadar otomotiv sektöründe yeni bir dönemin kapılarını aralıyor.
Google Gemini ve Qualcomm ile Otomobiller Akıllanıyor
Qualcomm ve Google Cloud, araç içi deneyimi bir üst seviyeye taşımak için güçlerini birleştirdi. Ortaklığın amacı, Google’ın Gemini yapay zekâ modellerini Qualcomm’un Snapdragon Digital Chassis donanımıyla entegre etmek. Bu sayede, sürücülerin eski tip, hantal sesli komutları kullanmasına gerek kalmayacak.
Bu yeni nesil araç içi yapay zekâ, karmaşık konuşmaları yönetebilecek, aynı anda birden fazla isteği anlayabilecek ve hatta kullanıcı ihtiyaçlarını önceden tahmin edebilecek. Çözüm, aracın kendi işlem gücünü bulutla birleştiren hibrit bir yaklaşım benimsediği için hızlı ve güçlü bir deneyim sunarak, araç içindeki herkes için kişiselleştirilmiş ve yardımcı bir ortam oluşturmayı hedefliyor.
Google Cloud Uygulamalı Yapay Zekâ Başkan Yardımcısı Shiv Venkataraman, “Yapay zekâ, otomobil üreticilerinin araç içinde ve çevresinde sundukları deneyimleri temelden yeniden tanımlayacak, sürücüler ve yolcular için daha sezgisel, kişiselleştirilmiş ve yardımcı hale getirecek” açıklamasını yaptı.
BMW ile Otonom Sürüşün Geleceği
Google’ın yeni nesil bağlantılı otomobillerin “beynini” geliştirdiği bu dönemde, Qualcomm’un BMW ile olan üç yıllık iş birliği de araçlara gerekli refleksleri kazandırıyor. Bu ortaklığın ürünü olan Snapdragon Ride Pilot, BMW’nin “Neue Klasse” serisinin ilk aracı olan fütüristik iX3’te tanıtıldı.
Sistem, standart güvenlik yardımlarından, otoyollarda seviye 2+ eller serbest sürüşe ve kentsel trafikte otopilotla seyahat etmeye kadar her şeyi yönetebilecek şekilde tasarlandı. Otonomiyi sağlamak için araç, kameralar ve radar sensörlerinden oluşan bir süit ile çevresinin 360 derecelik bir görünümünü oluşturuyor. Bu sayede, nesneleri algılayabiliyor, şeritleri tanıyabiliyor ve çevresini anlıyor.
BMW Group Sürüş Deneyimi Geliştirme Kıdemli Başkan Yardımcısı Dr. Mihiar Ayoubi, “Qualcomm Technologies ile birlikte, Neue Klasse ile attığımız büyük teknolojik adıma önemli bir katkı sağlayan çığır açan bir sistem oluşturduk. Akıllı, simbiyotik ve güvenli yaklaşım, ADAS söz konusu olduğunda BMW felsefesinin temelini oluşturuyor. Yeni BMW iX3’ümüz bunu eşi benzeri görülmemiş bir seviyede sunacak” dedi.
Mercedes-Benz’in Dijital Kokpitleri Qualcomm Teknolojisiyle Çalışıyor
Qualcomm’un teknolojisi aynı zamanda en yeni Mercedes-Benz otomobillerinin içindeki bağlantılı dijital kokpitlere de güç veriyor. Tamamen elektrikli CLA ve yeni elektrikli GLC modellerinin her ikisi de, bir nevi tekerlekli multimedya merkezi oluşturan Snapdragon Digital Chassis’i kullanıyor.
Güçlü Snapdragon Cockpit Platformu, Mercedes-Benz Kullanıcı Deneyimi’ne (MBUX) destek veriyor; birden fazla yüksek çözünürlüklü ekranı, yolun canlı görüntüsü üzerine yönlendirmeler ekleyen 3D artırılmış gerçeklik navigasyonunu ve hatta oyun oynamayı mümkün kılıyor. Sistem, 2025’in trendine uygun olarak, alışkanlıkları öğrenmek ve faydalı öneriler sunmak için yapay zekâdan yararlanırken, her yolcu için son derece kişiselleştirilmiş bir yolculuk deneyimi yaratıyor.
Mercedes-Benz AG Yazılım Baş Sorumlusu Magnus Östberg, “Tescilli işletim sistemimiz MB.OS’un temel bir bileşeni olarak Snapdragon Cockpit Platformu’nun entegrasyonu, en son araç nesillerimizde müşterilerimize sorunsuz bir şekilde bağlantılı, yüksek performanslı bir araç içi deneyim sunmamızı sağlıyor” dedi.
Teknolojiyi Daha Fazla Araca Yaymak
Bu bağlantılı otomobil inovasyonlarının sadece lüks segmentte kalmamasını sağlamak amacıyla Qualcomm, küresel otomotiv tedarikçisi Valeo ile de ortaklığını derinleştiriyor.
Snapdragon’un işlem gücünü ve yazılımını Valeo’nun sensörler, otomatik park sistemleri ve entegrasyon konusundaki uzmanlığıyla birleştiren iki şirket, otomobil üreticileri için hazır bir çözüm oluşturuyor. Bu iş birliği, otomobil üreticilerine eller serbest sürüş ve otomatik park gibi özellikleri desteklemek için sensörler, bilgisayarlar ve yazılımları içeren önceden entegre edilmiş bir paket sunuyor. Bu, üreticilerin yeni nesil sürüş deneyimlerini daha geniş bir araç yelpazesine daha kolay, hızlı ve verimli bir şekilde getirmelerini sağlıyor.
Valeo Brain CEO’su Marc Vrecko, “Birlikte, en iyi donanım, yazılım ve sistem uzmanlığını entegre eden eksiksiz bir sistem çözümü sunuyoruz; bu da otomobil üreticilerine dünya çapındaki sürücülerin değişen beklentilerini karşılayan esnek, geleceğe hazır bir platform sunuyor” açıklamasını yaptı.
Bu geniş kapsamlı ortaklıklar sayesinde Qualcomm, sadece bağlantılı otomobillerin gelişimine katılmıyor, aynı zamanda bu dönüşümün dijital altyapısını da sağlıyor.