İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Londra Teknoloji Haftası’ndaki konuşmasında, Google DeepMind, OpenAI ve Anthropic şirketlerinin araştırma ve güvenlik amaçları için İngiltere hükümetine erken veya öncelikli erişim sağlayacaklarını duyurdu. Bu işbirliğiyle birlikte, hükümetin bu sistemlerin fırsatlarını ve risklerini daha iyi anlaması ve değerlendirmesi amaçlanıyor.
Yapılan açıklamaya göre, henüz hangi verilerin paylaşılacağı net olmasa da, bu adımın İngiltere’nin yapay zeka alanındaki hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacağı düşünülüyor. Başbakan Sunak, yapay zekanın sağlık, eğitim ve kamu hizmetleri gibi sektörlerde “olağanüstü potansiyel” sunduğunu vurgulayarak, İngiltere’nin teknoloji alanında dünyanın en iyi ülkesi olma hedefiyle yapay zeka gelişimini uyumlu hale getirdiğini belirtti.
Son aylarda İngiltere hükümeti, ülkeyi yapay zeka odaklı bir ülke ve ekonomi haline getirmek için çabalarını hızlandırdı. Yapay zeka temel modellerinin geliştirilmesi için ayrılan 100 milyon poundluk fon duyurulmasının ardından, yeni bir exascale bilgisayar ve özel bir yapay zeka araştırma kaynağı için yaklaşık 1 milyar poundluk yatırım yapıldı.
Yapay zekanın insanlık için oluşturduğu ciddi tehditler konusundaki küresel endişeler göz önüne alındığında, İngiltere, yapay zeka düzenlemeleri konusunda pro-inovasyon bir yaklaşım benimsiyor. AB’nin Yapay Zeka Kanunu’na karşılık olarak İngiliz hükümeti, sabit yasaların veya ayrı bir düzenleyici kurumun oluşturulmasını desteklemiyor. Bunun yerine, mevcut düzenleyicilerin denetimi altında olan esnek, bağlamsal ilkelere dayalı bir yaklaşım öneriliyor.
Başbakan Sunak, İngiltere’nin yapay zeka güvenliği düzenlemesinin sadece entelektüel evi değil, aynı zamanda coğrafi evi olma hedefine vurgu yaparak, düzenleyici gelişmelerle ilgili ayrıntıları henüz açıklamadı. Bununla birlikte, İngiltere’nin bu yılın ilerleyen dönemlerinde ilk Küresel Yapay Zeka Güvenliği Zirvesi’ne ev sahipliği yapacağı duyuruldu.
Google DeepMind, OpenAI ve Anthropic gibi alanında öncü teknoloji şirketleriyle yakın işbirliği, İngiltere’ye, düzenlemeler diğer Avrupa ülkelerinde şeffaflık gerektirmeden önce bu sistemleri değerlendirme ve düzenleme konusunda önemli bir stratejik avantaj sağlayabilir.
Ancak, bu özel-kamu ortaklığı sürecinde, henüz kurulmuş bir yasal çerçeve olmaması, şirketlerin teknolojileri etrafındaki güvenlik yaklaşımlarını etkileyebileceği riskini de beraberinde getirir. Bu nedenle, İngiltere’nin, bu işbirliğinin sonuçlarının şirketlerin çıkarlarına değil, yapay zekanın güvenli gelişimi için denetim mekanizmaları oluşturduğundan emin olması gerekmektedir.
