Yapay zekâ teknolojisi gün geçtikçe daha çok yaygınlaşan bir teknoloji haline geldi. Büyük ülkeler bu konuya daha şimdiden odaklanmış durumda. Çin’de yapay zekânın ders olarak okutulması, Almanya’nın bu işe milyon dolarlar yatırması verilen önemi ortaya koymakta. Hemen hemen her gün yapay zekâ üzerine yeni haberler alıyoruz. Bu haberler çoğunlukla yapay zekânın sağlayacağı katkılar ve gelişmeler üzerine. Yeni gelişmeler kat edildikçe çeşitli korkutan haberler de gündeme geliyor. Bir kısım uzmanlar gelişmelerin tehdit içermediği ve henüz yolun çok başında olunduğunu savunsa da Elon Musk gibi yapay zekâ çalışmalarının sonumuzu getirebilecek olduğunu söyleyenlerin sayısı oldukça fazla. Düşündüğünüz zaman çok kolay bir hayat sunuyor aslında yapay zekâ teknolojisi. Peki, hiç düşündünüz mü? Ya tehlikesi varsa… Filmlere de konu olur bu konu. Robotlar dünyayı ele geçirir ve zarar vermeye başlar. Bizce robotların dünyayı ele geçirmesi şu durumda hayalden öteye geçemez. Yıllar sonra ne olur bilinmez tabii. Peki ya yapay zekâ kötü amaçlı insanların eline geçerse? İşte o zaman durum vahim.
Yapay zekâ teknolojisi o kadar güçlü ki bu güne kadar gelen tüm teknolojiye hâkim olabilir. Aynı anda tüm internete hâkim, bazı dizilere konu olduğu gibi kameralardan sizi görebiliyor ve sizi takip edebiliyor. Daha buraya kadar yazdıklarımla bile özel hayatın gizliliği ortadan kalktı. Yapay zekânın başka yetileri de olabilir tabii ki. Günümüzde kullanılan, tüm savaş sanayinde üretilen, silahlar internet ya da güçlü teknoloji ile çalışmakta. Yapay zekâ sayesinde istediğiniz silahı ele geçirebilirsiniz. Bunlar tehlike için sadece birkaç örnek. Siz de biraz hayal ederek sorunun farkına varabilirsiniz. Microsoft’un başkanı Brad Smith’in dediği gibi “Dünya yavaş yavaş 1984 romanındaki hayata benzemekte. Eğer önlem alınmazsa çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkabilir.” Romanda baskıcı bir hükümetin halkı sömürmesi ve her şeyin devlet tarafından kontrol ediliyor olması anlatılır. Yapay zekâya sahip bir ülke, bir şirket ya da bir grup düşünün. İstediği bilgiye yorulmadan erişebilecek. Robot teknolojisi ile paralel olarak gelişen yapay zekâ teknolojisi bizce tehlikeli ve bir an önce dur denilmeli. Böyle bir güce insanoğlunun sahip olması kötü niyetli insanlara çok iyi fırsatlar sunabilir.
Cambridge Üniversitesi Varoluşsal Risk Araştırması Merkezi’nden Shahar Avin BBC’ye yaptığı açıklamada, yapay zekânın getirebileceği tehditleri belirtti. Google’ın yapay zekâ şirketi DeepMind tarafından geliştirilen ve zekâsıyla rakiplerini alt eden AlphaGo oyunu, bilgisayar korsanları tarafından verilerde yeni örüntüleri ve kodlardan yararlanmanın yeni yollarını bulmak için kullanılabilir. Kötü niyetli bir kişi bir insansız hava aracı satın alarak, belirli bir kişiyi hedef alması için onu yüz tanıma yazılımıyla eğitebilir. Bot’lar otomatikleştirilebilir ya da sahte videolar siyasi manipülasyon için kullanılabilir. Bilgisayar korsanları hedeflerin kimliğine bürünmek için ses sentezini kullanabilir.
Bunların yanında yapay zekânın oluşturabileceği bir diğer kötü etki ise, bazı ülkelerde ciddi problem olan işsizlik. Dünya nüfusunun haddinden fazla artması ve son sanayi hamlesi Sanayi 4.0 Karanlık Fabrikalar ile işsizlik çok artmış durumda ve gün geçtikçe artmaya devam ediyor. İşverenler artık robotlar ve yapay zekâ ile normal insanlara göre daha çok işi, daha hızlı ve sorunsuz halledebilecek. Fakat bu durum bir sürü insanın aç kalmasına sebep olabilir. Daha şimdiden dünya bunun örnekleri ile dolu. Örneğin Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank’ın CEO’su John Cryan, yapay zekâ ve otomasyon geliştikçe robotların ‘abaküs görevi gören’ bazı çalışanların yerine geçebileceğini söylemiş. Ayrıca Carl Frey ve Michael Osbourne’un yayınladığı makalede 20 yıl içerisinde ABD’de insanların %47’sinin işsiz kalacağının altı çiziliyor.
Yapay Zekânın bize getirmesi beklenen başka bir tehlikesi de dolandırıcılığın artacak olmasıdır. Kişilerin kimlik ya da banka bilgilerini çalmak için özel tasarlanmış mesajlar kullanılabilir, yapay zekâ kişilerin sosyal ve profesyonel ağlarını haritalandırarak ardından tuzak mesajların üretimini otomatikleştirebilir. Gerçekçi chatbotlar oluşturmak şu an oldukça zor olsa da, ileride arkadaşınızla sohbet ettiğinizi düşünürken aslında kötü niyetli hazırlanmış bir chatbotla konuşuyor ve bazı bilgilerinizi kendisine teslim ediyor olabilirsiniz. Bu tür yazılımların hazırlanması zor değil ve bir kere üretildikten sonra benzer amaç için, hiçbir ek maliyet gerektirmeden defalarca kullanılabilir.
Yapay zekânın belki de en kötü sonuçlarından biri terör faaliyetleri olabilir. Dünyada çeşitli sebeplerden kurulmuş bir sürü terör örgütü bulunmakta ve onlar da teknolojiyi yakından takip etmekte. İnternet korsanları sayesinde önemli yapay zekâ projelerini ele geçirebilirlerse atom bombasından bile daha kötü sonuçlar olabilir. Milyonlarca insanın hayatı riske girebilir.
Sebep olabileceği tehditlerden birisi de sahte ses ve video üretebiliyor olması. Yapay zekâ aracılığıyla sahte ses ve video üretilebiliyor. Birkaç dakikalık konuşma ve ses kaydını inceledikten sonra ilgili hedefin sesinin nasıl taklit edilebildiği; insanların görüntülerinin nasıl değiştirilebildiği daha önce ortaya konmuştur. Bu da bazı durumlar için toplumsal felaketlere sebep olabilir.
Yapay zekânın faydalı işler için planlanmasına rağmen amacına ulaşırken yıkıcı metotlar kullanması. Bu ihtimal, yapay zekâyı tam olarak hizaya sokmadığımız müddetçe her an olabilecek bir ihtimal. Bir insansız arabaya hava alanına en hızlı şekilde ulaşmak istediğinizi söylerseniz, sizi çevredeki insanlara zarar vererek veya yanlış alanlardan geçirerek götürebilir; bu şekilde isteğinizi harfi harfine yerine getirir ama istediğiniz şekilde yapamamış olur. Ya da suçları önlemek için yapılan sistemler tehdit gördüğü her şeyi imha etmek üzere çalışırsa sonu alınamaz sorunlar ortaya çıkabilir. Robotların duygu ve muhakeme yeteneği hiçbir zaman olamaz çünkü.
Teknolojinin gelişmesi çoğu zaman insanoğlunun yararına olabilir. Fakat yapay zeka gibi bir güç eğer kötü niyetli birkaç kişinin eline geçerse sonunun nerelere varabileceğini hayal bile edemeyiz. Özel hayatın gizliliği hakkı her insanın en doğal hakkıdır fakat bu güç sayesinde tamamen ortadan kalkabilir. Bizi asıl koruması gerekenler zaten bu güce sahip olup, bu gücü kullanmak isterlerse o zaman durum gerçekten çok vahim olur.