Nesnelerin sadece nesne olduğu günler sona erdi. IoT’nin yükselişiyle birlikte, her şey giderek daha fazla iletişim yeteneğine sahip olacak ve bunları çeşitli yeni ve heyecan verici şekillerde benimsenebilecek ve uyarlanabilecek duyarlı araçlara dönüştürecek.
Geçmişte, araştırmacılar uzaktan eğitim vermenin yollarını bulmaya odaklandılar. Bugün, giderek daha fazla araştırmacı, daha akıllı sınıflar ve daha spesifik olarak, eğitmenlere neyin işe yarayıp yaramadığı konusunda gerçek zamanlı geri bildirim verebilen sınıflar oluşturmak için kablosuz teknolojileri kullanmaya çalışıyor. Nenad Gligoric liderliğindeki bir Sırp araştırmacı ekibinin dersler sırasında bildirdiğine göre, “yaklaşık 10 dakika sonra öğrencilerin dikkati azalmaya başlıyor. Bir dersin sonunda öğrenciler ilk on dakikada sunulan bilgilerin %70’ini ve son on dakikanın sadece %20’sini hatırlarlar.” Ancak bu aynı zamanda IoT’nin de önem kazandığı yerdir. Gliogric’in belirttiği gibi, “IoT teknolojisini sosyal ve davranışsal analizle birleştirerek, sıradan bir sınıf, sesleri, konuşmaları ve konuşmaları aktif olarak dinleyen ve analiz eden akıllı bir sınıfa dönüştürülebilir. öğretim üyelerinin sunumu ve dinleyicilerin memnuniyeti hakkında bir sonuca varmak için hareketler, davranışlar vb. Bu, eğitmenlerin sürekli olarak iyi sunumlar yapmalarını ve daha iyi etki yaratmalarını sağlarken, izleyiciler ilginç derslerden faydalanacak ve böylece öğrenme sürecini daha kısa, daha verimli, daha keyifli ve hatta eğlenceli hale getirecek.” Peki bu sınıf nasıl olurdu?
Teorik olarak geleceğin sınıflarında her sıra bir sensörle donatılacak. Öğrenciler ders sırasında dalıp giderse, öğretim görevlisi (yüzlerce öğrencinin olduğu bir odada bile) bilecektir. Aynı şekilde, sınıfın kendisi de öğretim görevlisine kimin konuştuğundan kelime düzeylerine kadar her konuda gerçek zamanlı geri bildirim sağlayabilecektir. Gelecekte, öğretim görevlileri her sınıfın sonunda kimin, ne kadar süreyle ve hangi konularda konuştuğunu ayrıntılarıyla görebileceklerdir.
IoT, işyeri eğitimini nasıl etkileyecek?
IoT’nin ders ortamlarındaki uygulamaları olası bir yeniliği temsil ederken, IoT’nin çalışan eğitimi üzerindeki etkisi muhtemelen daha da derin olacaktır. Gelecekte, bir çırağın araçları muhtemelen hem işteki ilerlemelerini takip edebilecek hem de gerçek zamanlı geri bildirim sunabilecektir. Benzer şekilde, kötü alışkanlıkları olan (örneğin, bir çalışma sahasının tehlikeli alanlarında yürüme eğilimi) deneyimli işçiler, gerçek zamanlı geri bildirim alacaklardır ve bunun sonucunda, çalışanların da işte yüksek riskli davranışları öğrenebilecekleri umudu vardır. Bu da güvenlik eğitimini dönüştürme ve işle ilgili yaralanmaları ve ölümleri azaltma potansiyeline sahiptir. Ancak IoT’nin yakında iş yerlerimizi dönüştürmesinin tek yolu eğitim değil.
Ofislerde, akıllı nesneler, sıradan işlerin bizim için halledilmesini giderek daha fazla sağlayacak. Örneğin, bir akıllı çöp kutusu bir tarayıcı ile donatılmış olabilir ve atılan her şeyi tarayabilir ve bir çevrimiçi mağazaya bağlı bir sipariş listesine ekleyebilir. Sonuç olarak, kalemden kağıda malzeme, insan kaynaklarının değerini boşa harcamadan otomatik olarak yeniden stoklanacak.
IoT’nin gelecekteki sınıfının ve işyerinin gelip gelmeyeceği elbette henüz görülmedi. Kesin olan şu ki, IoT geliştikçe, e-Öğrenim ve mLearning de gelişmeye devam edecek ve her türden nesne öğrenme sürecinde giderek daha doğrudan bir rol oynayacaktır.