T-ray olarak bilinen bir tür radyasyon çeşidi kullanılarak cildin yapısını analiz etmek; egzama, sedef hastalığı ve cilt kanseri gibi cilt rahatsızlıklarının teşhis ve tedavisini iyileştirmede yardımcı olabilir.
Warwick Üniversitesi ve Hong Kong Çin Üniversitesi’nden (CUHK) bilim adamları, birkaç farklı açıdan ateşlenen T-ışınlarını analiz eden bir yöntem kullanarak, bir deri bölgesinin yapısının ayrıntılı bir resmini oluşturabileceklerini belirtti. Yöntemleri Advanced Photonics Research’te bildirildi, bilim adamları ve klinik tedavi uzmanları için, cilt koşullarını yönetmeye ve tedavi etmeye yardımcı olmak için ve bireylerde cildin özelliklerini karakterize etmek için yeni bir araç sağlayabilir.
Terahertz (THz) radyasyonu veya T-ışınları, elektromanyetik spektrumda kızılötesi ve WiFi arasında bulunur. T-ışınları, plastikler, seramikler ve giysiler gibi birçok yaygın malzemeyi görebilir. T-ışınlarının düşük enerjili fotonları da iyonlaştırıcı değildir, bu da onları güvenlik ve tıbbi tarama dahil biyolojik ortamlarda çok güvenli hale getirir.
Sadece geri yansımadan önce cildin dış katmanlarından (stratum corneum ve epidermis) geçen T-ışınları, daha derine gidenler çok fazla zayıfladığından dolayı tespit edilebilir.
Çalışmanın ilk yazarı ve CUHK Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Xuequan Chen şunları söyledi: “T-ışınlarının cildin hidrasyon seviyesine duyarlı olduğu bilinmekte. Ancak stratum corneum’un hücresel yapısının da terahertz yansımalarına tepki verdiğine dikkat çekiyoruz. Tekniğimiz, bu yapı özelliğinin hassas bir şekilde incelenmesine olanak tanıyor, bu da cilt hakkında kapsamlı bilgi sağlıyor ve cilt teşhisi için bizi oldukça avantajlı bir konuma getiriyor. ”
Araştırmacılar, yöntemlerini test etmek için, laboratuvarın ortam sıcaklığına ve kuruluğuna alıştıktan sonra gönüllülerin kollarını 30 dakika süreyle T-ray ekipmanlarının görüntüleme penceresine yerleştirdiler. Derilerini görüntüleme penceresinin yüzeyine doğru tutarak suyun derilerinden terleme olarak kaçmasını engellediler, bu işlem tıkanma olarak adlandırıldı. Araştırmacılar daha sonra belirli aralıklarla dik açılarla dört ölçüm yaptılar, böylece tıkanmanın zaman içindeki etkisini izleyebildiler. T-ışınları özellikle suya duyarlı olduğundan, deride biriken su olarak gözle görülür bir fark görebildiler, bu da yöntemin bir ürünün cildi nemli tutmada ne kadar etkili olduğunu gösterebileceğini düşünüyorlar.
Araştırmanın ilerleyen kısmında, sürecin enstrümantasyonunu geliştirmeye ve pratik bir cihaz olarak nasıl çalışabileceğine bakılacak.
